top of page

Cevap Dilekçesi Sunulmaksızın Tanıklar Dinletilebilir Mi?

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Şeyda ÇIKAR
    Av. Şeyda ÇIKAR
  • 10 Oca 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 21 Mar 2023

Süresinde cevap dilekçesi sunulmaması davanın inkarı anlamına gelmektedir. Genel kanaat bu durumda herhangi bir delil ileri sürülemeyeceği yönünde olsa da inkar kapsamında delillerin sunulabileceği kanaatindeyiz. Bu kapsamda, henüz ön inceleme aşamasına geçilmeden çekişmenin niteliğinin tespit edilemeyeceği ve inkar edilen olgular aşamasında tanık bildirilebilecektir.


Antalya BAM, 1. HD., E. 2017/1353 K. 2018/562 T. 17.5.2018


"Davalı tarafça ön inceleme duruşmasından önce delil listesi sunulmuş, ön inceleme duruşması yapılmış ve tarafların anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiştir. Ön inceleme duruşması yapılmadan tarafların anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar belirlenmeden tarafların tanık listesi vermeleri de beklenemez. Süresinde cevap ve delil bildirmeyen davalının davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaları inkar etmiş olacağına göre ön inceleme duruşmasından önce bildirdiği tanıkların dinlenmesi gerekir.


Yargıtay.2.H.D 2013/160458 E. 2013/29319 K.


Maddenin ilk fıkrasıyla kanunda belirtilen sürelerden sonra, davada yeni delil sunulmasının yasak olduğunun kural olarak benimsendiği, fakat iki istisnanın kabul edildiği, bunun için yeni delil sunulması talebinin yargılamayı geciktirme amacı taşımaması veya delilin süresinde sunulmasının ilgili tarafın kusuru dışında bir sebebe dayanması halinde hakimin gerekçesini de belirtmek şartıyla yeni delil, sunulmasına izin verebileceği düzenlenmiştir.


Kaldı ki davacı tarafından davalının adresi bilindiği, davacının davalının vekili olarak vekaletnamesi bulunduğu, ayrıca kardeşi olarak nerede yaşadığını bilmesi gerektiği, bu nedenlerle davalının yurt dışında yaşamakta olduğunu bilmesine rağmen T.K 21. Maddesi uyarınca davalının adresine tebligat çıkartılmasını istemesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı açıktır.


Tüm sebeplerin yanında davalı tarafça ön inceleme duruşmasından önce delil ve tanık isimleri dosyaya ibraz olunmuştur. Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında bu hususun hukuki dinlenme hakkının tabi bir sonucu olduğu belirtilmiş olup, davalının sunduğu delillerinde yargılamanın uzamasına sebebiyet vermemesi nedeniyle toplanmasında herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.


Davalı taraf ön inceleme duruşmasından önce delillerini de bildirmiştir.


Nitekim Yargıtay H.G.K. 20/04/2016 Tarih 2014/2 E. 2016/522 K. Sayılı ilamına da bu husus irdelenerek ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmek için yeni bir süre verilmesine imkan bulunmadığı, yargılamanın gecikmesine sebebiyet vermeyecek şekilde delil sunma imkanının tanınmasının hukuki dinlenme hakkının tabi bir sonucu olduğu belirtilmiştir.


Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2013/16048 K. 2013/29319 T. 11.12.2013


"Davacı ön inceleme duruşmasından önce delil listesini ibraz etmiş, davalı ise cevap süresi geçtikten sonra cevap ve delil listesi sunmuştur, ön inceleme duruşması yapılmış ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiştir. Davalı tarafından bildirilen tanıklar, süresinde bildirilmediği gerekçesiyle dinlenmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Ön inceleme duruşması yapılmadan, tensiple taraflara, dilekçelerinde göstermiş oldukları ve belge niteliğindeki delilleri sunmaları veya bulundukları yerlerle ilgili açıklamada bulunmaları için süre verilmesi bu anlamda sonuç doğurmaz.


Delil, çekişmeli vakıaların ispatı için gösterilir. Ön inceleme duruşması yapılmadan, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, tarafların tanık listesi vermeleri de beklenemez. Süresinde cevap ve delil bildirmeyen davalının, davacının dava dilekçesinde dayandığı vakıaları inkar etmiş olacağına göre, ön inceleme duruşmasından önce bildirdiği tanıkların da bu doğrultuda dinlenmesi gerekir."


Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 1998 / 7013 E. 1998 / 10038 K.


"Genel ilke, Medeni Kanunun 6. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, bir olgudan kendi yararına hakların var olduğunu ileri süren taraf, o olguyu kanıtlamakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir. O halde, iddiasını kanıtlamak, öncelikle davacıya aittir. Davalı, bunun aksini savunuyorsa, onunda karşı iddiasını kanıtlayacak delilleri sunma hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacının sunduğu delillerle iddia net biçimde kanıtlanamıyorsa, davalının karşı delilleri ile de iddianın aksi saptanamıyorsa, davanın çözüme kavuşturulması güçleşecektir. İşte bu gibi durumlarda hakimin iki tarafın iddialarının sınırı içinde kalmak koşulu ile, tarafları dinleyebilir ve gerekli olan delillerin gösterilmesini isteyebilir.


Bu ilke Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 75/III. maddesinde düzenleme altına alınmıştır. Bu hükme göre hakim, bir olgunun kanıtlanamamış olması durumunda, kanıt yükü kendisine düşen tarafa başkaca kanıtı olup olmadığını sorabilir ve varsa delillerinin sunulmasını isteyebilir.


Somut olayda davacının iddiasına karşı, davalıların yaptığı savunma ile davaya konu edilen ve saldırı teşkil eden sözlerin, davalılarca söylenip - söylenmediği hüküm kuracak düzeyde bir netlik kazanamamıştır. Bu konuda önemli bir kanıt olan tanık da dinlenmemiştir. Her ne kadar taraflarca, tanık listesi verilmemiş ise de, davacının kanıtları arasında "vs. deliller" denmek suretiyle, tanıklarında delil olarak sunulabileceği kabul edilmek gerekir."











Comentários


bottom of page